Tarihin İzlerini Modaya Taşıyan Tasarımcı, NİYAZİ ERDOĞAN
Türk moda dünyasının öne çıkan isimlerinden Niyazi Erdoğan, her koleksiyonunda dünya tarihine damga vurmuş ikonik figürlerden ilham alarak stil sahibi erkek ve kadınlar için özgün tasarımlar yaratıyor. Kendi markası altında hazırladığı koleksiyonlarla adından söz ettiren tasarımcı, giyimi bir sanat formu olarak ele alıyor. Kendisiyle gerçekleştirdiğimiz röportajla onun tasarım felsefesini, ilham kaynaklarını ve moda dünyasına kattığı yenilikçi dokunuşları keşfedeceğiz.

Markalaşma hikâyenizden bahseder misiniz?
Kendi tasarım ofisimde markalara ve üretim yapan ihracat firmalarına danışmanlık vermeye başladım. Onlar için koleksiyonlar yapıyor, marka kimlikleri oluşturuyordum. Hatta birçok firmanın tasarım departmanını kurdum ve yönettim. Ama asıl hedefim hep kendi ismimle bir koleksiyon çıkartmak olmuştu. İstanbul Moda Haftasının ilk yıllarına paralel olarak ben de kendi adıma imza markam ile erkek koleksiyonları yapmaya ve sergilemeye başladım.
Fashion Week sizin için ne ifade ediyor? 2009’dan beri katıldığınız Fashion Week’de, 2025 te de yer alacak mısınız?
İstanbul Moda Haftası bizim dönemin tasarımcıları için çok önemli bir platform oldu. Yaratıcılığımızı, kendi adımızla sergilediğimiz koleksiyonlar ürettik ve bunu endüstri ile buluşturduk. Hatta bir anlamda moda endüstrisinin oluşumunda yer aldık diyebiliriz. Bugün tanıdığınız birçok ünlü oyuncu, o dönemde model olarak bizlerin defilelerinde yer almıştır. Bugünün önemli makyaj sanatçıları, fotoğrafçılar, stylistler İstanbul Moda Haftasının oluşturduğu isimlerdir. Moda haftalarına ülkenin koşulları sebebiyle bir süre ara verildi ama 2025 de olası bir moda haftası etkinliğine katılmaktan mutluluk duyarım. Üretmek ve insanlarla paylaşmak paha biçilmez.
Mimarlık kariyerinizin tasarımlarınıza katkısı nedir?
Mimarlık eğitiminin ve iş hayatının olaylara bütünsel bir gözle bakabilme açısından çok büyük katkıları olmuştur. Tasarım sürecinde nedensellik ilişkisini kurabilmem ve insanı tasarımlarımın merkezinde bir odak olarak tutmam da mimarlığın getirdiği alışkanlıklardan. Erkekler için tasarım yapmanın mimarlıkla çok paralel yönleri de var. Belirli sınırların içerisinde yaratıcılığınızı koruyarak çözümler ve detaylar üretmek, mimarlığın bana getirdiği becerilerden.
Tasarım yolculuğunda yeteneğinizi nasıl keşfettiniz?
Her türlü tasarım ve sanata olan ilgim ortaokul yıllarına dayanır. Resim yapmayı, farklı zanaat işleri ile uğraşmayı hep sevdim. Lise yıllarında sanat ve matematiğe olan ilgim sebebiyle mimarlık eğitimi almayı düşündüm. Kendimi bildim bileli hep yaratıcı bir sektörde olmayı istedim.

Pandeminin yaşandığı 2022 Fashion Week döneminde defileler dijital olarak yapıldı, gerçek defile sunmakla nasıl farkındalıkları oldu?
Pandemi sürecindeki en önemli konu üretimde kalmak ve ürettiklerinizi moda severlerle buluşturmak oldu. Dijital yapılan moda haftaları bunun en büyük destekçisiydi. Moda haftalarının en önemli özelliklerinden birisi izleyenlerin sosyalleşmeleri ve iletişim halinde olmaları olmuştur. Dijital yapılan gösterimlerde her ne kadar bu gerçekleşmese de, tüm dünyada yapılan işleri görebilmek ve yaptıklarınızı paylaşabilmek, süreçte biz tasarımcılara çok iyi gelmişti. Dijital yapılan defileler tasarımcılara bir yandan yeni ifade alanları da yarattı. Ben o dönemde dünyada bir ilk olarak tamamı dijital ortamda tasarlanmış bir defile sundum.
Markalaşma sürecinizde kadın modası nasıl yer almaya başladı? Moda sektörüne girdikten sonra sizi en çok heyecanlandıran iyi ki dediğiniz bir anınınız var mı?
Erkekler için koleksiyonlar yapmaya başladıktan sonra, en çok sorulan sorulardan birisi ‘Ne zaman kadınlar için tasarım yapacaksınız?’ olmuştur. Bir yandan da yaptığım birçok ürünü kadınlar da tercih edip satın almaya başladılar. Ben de yaz koleksiyonlarımda kadınlar için mayolar, kimonolar, gömlekler tasarlayıp üretmeye başladım.
Sürdürülebilirliğe bakış açınızdan bahseder misiniz?
Yaşadığımız dünyaya ve içinde büyüdüğümüz topluma karşı hepimizim sorumlulukları olduğunu düşünüyorum. Markamı oluşturmaya başladığım ilk günden itibaren hep yerel malzemeler kullandım. Yakın çevremden üreticilerle ve tedarikçilerle çalışarak mümkün olduğunca karbon ayak izimi azalttım.
Yurdaer Altıntaş, Sedat Hakkı Eldem, Şahmeran, Tevfik Fikret sizin için ne ifade ediyor?
Koleksiyonlarımın çıkış noktaları ve anlattığım hikayelerin kahramanları.
Niyazi Erdoğan’ın imajını düşündüğünde kendini neyle özdeşleştirir?
Kendi imajımı samimi ama mesafeli, bir yandan da güvenilir olarak niteleyebilirim. Sadeliğin yanında dinamik bir görüntüm de vardır. Şehirlerden Floransa ve Düsseldorf’u kendimle özdeşleştirebilirim.
Modayı kimlerden, nelerden takip etmeli?
Günümüz dünyasında moda körü körüne takip edilen bir kavram olmaktan giderek uzaklaşıyor. Yeni nesil daha çok kendini doğru ifade edebilmenin derdinde. Bu sebeple birçok mecrada size dayatılanı alıp kullanmak yerine, kendi dilinizi geliştirmekte fayda var. Kişisel stilin, moda dan daha önemli olduğunu düşünüyorum. Son dönemde parlayan markalar ve tasarımcılar da bu yönde tüketicilerini destekleyen girişimler.

Gelecek projeleriniz neler?
Zamanın getirdiği yeniliklere ve ruha ayak uydurmak çok önemli. Dijital sanata olan ilgim gün geçtikçe artıyor. Bu alanda üretimlerimi kısa zamanda sizlerle paylaşacağım. Bir yanda da İstanbul Dijital Sanat Festivali’nde yaratıcı endüstriler alanının küratörlüğünü yapmaktayım. 11-15 Haziran tarihlerinde, her yaştan sanat severi festivali ziyarete bekliyorum.
Sizden sonra gelen genç tasarımcılara destekleriniz oluyor mu?
Eğitim kurumlarında gelen her davete olumlu yanıt vermeye çalışıyorum. Yaşadığımı süreci genç tasarımcılarla paylaşmak, karşılaşacağı sorunlarla ilgili onları önceden bilgilendirmek beni mutlu ediyor. Diğer yandan her yaz döneminde açtığımız staj programı ile yetenekli genç tasarımcılara destek olamaya çalışıyoruz.
Niyazi Erdoğan markası bugüne kadar kimlerle çalıştı? Ünlü kişilere tasarım yapmadan önce hazırlık aşamanız nedir?
Birçok tanınmış isimle birlikte çalışma fırsatımız oldu. Genelde koleksiyonlarımızdan ürünleri taşımayı tercih ediyorlar. Emre Kaya, Keremcem, Demirhan Demircioğlu, Bora Cengiz, Ali Kılıç, Kubilay Aka, Alp Navruz çalıştığımız isimlerden bazıları. Kalben gibi birlikte tasarım sürecini yürüttüğümüz ve özel olarak sahneleri için tasarladığımız tanınmış isimler de var.
İlkbahar- Yaz sezonunda tasarımlarınızda neler hakim olacak?
Bu yazın en büyük özelliği sıcak toprak tonlarının, kiremit ve turuncunun yükselişte olduğunu göreceğiz. Keten ve doğal dokular önceki sezonlarda olduğunu çok çok önemli olacak. Rahat ve bol kesimler ise yine erkeklerin vazgeçilmezi.
Son Yazılar
- Büyüleyici Şehir Kapadokya İş Dünyasının Yeni Buluşma Adresi
- Fazıl Say’ın Yeni Eserleri İlk Kez Türkiye’de Sahnede
- PINAR ALTUĞ ATACAN’IN BAKIŞLARI ŞİMDİ ÇOK DAHA DOĞAL
- BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ OYUNCU BURCU BİLMEN YORUMUYLA SAHNEDE
- Saç Tasarımcısı Ahmet Çoban Harper’s Bazaar Women Of The Year Ödül Gecesinde Işıltı Saçların Formülünü Paylaştı
